Diktatörlük döneminde gördüğü işkence ve tecavüzlerin travmasından kurtulamayan bir kadın, avukat kocasının yaşadığı bir rastlantı sonunda, o işkence ve tecavüzleri yapanlardan birini, bir doktoru ele geçirir.
Ülkesinde demokrasiye geçilmiştir, kocası diktatörlük dönemi insanlık suçlarını araştıracak komisyona seçilmiştir. Ama kadın ne bu geçişe, ne de komisyonun gereğini yapacağına inanmaktadır. Çünkü kocasının görevlendirildiği komisyon, yalnızca ölmüş kurbanları araştıracak, gerisini hayli tartışmalı yürüyen hukuk sistemine bırakacaktır. O yüzden, sesinden, derisinin kokusundan ve en çok da işkence ve tecavüzlerde dinletilen Schubert’in “Ölüm ve Kız” adlı bestesinden tanıdığı doktoru sorgulamaya ve itiraf etmesini sağlamaya karar verir.
Yazar Ariel Dorfman oyununu, “Şili’de geçmektedir ama dünyada benzeri olayların yaşandığı her yerde geçebilir” diye tanıtmaktadır. Oyunun seçiminde ve sahnelenmesinde yazarın bu belirlemesinden yola çıkılmış, ülkemizin yaşadığı darbeler, silinemez izleri ve kamusal vicdanı rahatlatmayan hukuki süreçler anımsanmıştır. “Bir daha asla” sözü temel alınmış, benzerlerinin yaşanmamasının ancak “unutmamakla” mümkün olacağı göz önünde tutulmuştur.
Yüksek bir estetik kaygıyla sahnelenen 2 bölümlük oyun, kanıksanmış “köy tiyatrosu” algısına yeni bir boyut eklemekte, tiyatronun toplumsal işlevini her açıdan gözetmektedir.
Türkiye’nin “ilk köy tiyatrosu” olan ve 91 yıldır öncü ve örnek yürüyüşünü sürdüren BADEMLER KÖY TİYATROSU, repertuvarına böyle bir oyunu eklemenin onurunu yaşamaktadır.